Haftanın Filmi*leri

  • Guzaarish

9 Mayıs 2015 Cumartesi

*Kitap Yorumu* ALİ'M *

  ALİM

"Lan Eros seni bir bulayım kendime aşık etmezsem tükür yüzüme ! "

    "Merhabalar,

     İlk yorumumu Işıl Parlakyıldız'ın Ali'm adlı kitabına yapmak istiyorum.Kaç kere okuduğumu artık saymayı bıraktım.Burayı yeni açtığım için yorum geç kaldı.Ben Ali'm 'in yollarını çıkmadan aylar öncesinden gözlemlemeye başladım. Duygu'yu (ona dair yorum da yapılacak..) binbir çeşit hisle okurken favori karakterim ne Sado ne de Laz Bekir'di. Ali'yi resmen ilk sahnesinden benimsemiştim. Sonra kitap bitti.Duygu olduğu için ayrıntıya girmiyorum. Gelelim Ali'm 'e . Duygu , bittikten sonra dört gözle Alim'i beklemeye başladım.İlk elime aldığımdaki heyecanımı, mutluluğumu anlatabilecek kelimeleri bulmak çok zor benim için. Duygu'da büyülendiğim Işıl Parlakyıldız  kalemi yine 'ben buradayım' diyordu adeta.Karakterler hem bizdendi hem bizden de bir o kadar uzaktı.

    Alim okumak, Ali olmaktı benim için.Onun hisleri ,tepkileri bende var oluyordu adeta.Alim ile ağladım , Alim ile kahkahalar attım. Alim ile küfürler ettim.

      Yaşı büyüktü belki ama hala çocuktu içinde bir yerleri. Annesini o balık tezgahında kaybeden küçücük bir çocuktu. Bazı cümleleri yüreğimde öyle bir yere dokunuyordu ki. Hiç kapanmayan yarası hep bende kanadı sanki. Sakladığı gözyaşları bende aktı. Ben sevdim onun yerine.

       Aklı havada, hovarda gözüken bu genç adam acılarını böyle saklıyordu. Sevdiği gibi seviliyordu. Duygu'su , Sado'su ve Bekir'i vardı. Ama sonra bir anda Aslı geldi ve biricik adamımın hayatını resmen tepetaklak etti. Aslı da aynı Alim gibiydi ...

        Her yerde,herkese söylediğim şeyi burada da tekrarlıyorum. Delice kıskandım Aslı'yı. Hala da kıskanıyorum. Böyle bir adam tarafından seviliyor daha ne olsun?

        Sevmenin, sevilmenin ,dostluğun, aile kavramının böylesine güzel , bizden işlendiği bu kitabı okumayan ayıp eder arkadaş.Işıl Parlakyıldız nam-ı diğer Cano ablam, yazarım döktürmüş her zamanki gibi. Kelimeleri konuşturmuş dersem hafif kalır.Asla abartı olmaz.

          Sıcacık, içten , kalpten bir hikaye okumak istiyorsanız doğru adrestesiniz. Ali Aral'ın  , Alim'in hikayesi sizleri bekliyor. Pişman olmayacağınızı garanti  ediyorum. Tabii önce Duygu'yu okuyup yaşamanız gerek.

          Şiddetle , özenle tavsiye ediyorum.Defalarca okuduğum ve defalarca okuyacağım biricik kitabımdan alıntıyla sonlandırıyorum yorumumu.


SEVİLİYORSUNUZ...


    "Yetmiyor seni seviyorum demek anladın mı ! Ben senin istediğin gibi sevmeyi beceremem. Sen yanımdayken bile sana duyduğum hasreti hiç bilmeyeceksin belki. Sen benimsin Aslı! Buna .. bana alışsan iyi olur! Sen istesen de istemesen de hayatın benimle son bulacak , bunu o güzel kafana sok!"


     -Tek bildiğim mutluydum ve hayatım merhametim dediğim Çirkin'im , vicdanım dediğim  annem ve ömrüm dediğim Aslı'nın arkasından koşmakla geçecekti.

      -Duygu'ya can , Bekir'e kan , Sado'ya  yıkılmayan duvar olan Alim'izin hikayesi...




HERCAİ ARZULARIN EBEDİ AŞKA DÖNÜŞTÜĞÜ "BİR TÜRK MASALI" DAHA...



NOT: Işıl Ablacım ciddi meraklardayım aylardır. Duygu'dan beri kafamı kurcalayıp duruyor. Alim ve Aslı'nın nişanının gecesinde yaşananlar (!) yok. Gözden kaçırıyor olamam. Meraktan çatlayacağım galiba.Acaba aydınlanmam mümkün mü? Alim'in olduğu her sahne mutluluk bana malum :D 

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder