Haftanın Filmi*leri

  • Guzaarish

1 Haziran 2015 Pazartesi

KİTAP YORUMU : TALİH SERİSİ * MÜJDE AKLANOĞLU (Kör Talih*Baksana Talihe)






* KÖR TALİH *


"Bir çift göze aşık ,diğer bütün gözlere körüm! Çünkü sana mecbur olsam bile bir tek seninle hürüm ...



    Merhabalar,


Bugün aynı anda bir serinin iki kitabını yorumlayacağım. Sınavım nedeniyle uzun zamandır okumayı ertelediğim ama merakta olduğum iki kitaptı Kör Talih ve Baksana Talihe. Sonra sınava kısa bir süre kalmasını umursamayıp ikisini de okudum . İki kitap da toplam iki gün de bitti. İki gün de sabahladım hatta ilk kitapta bir gün resmen uyumadım ama fazlasıyla değdi buna.


  Arda ve Hazal'ın hikayesini önceden sayfada okumuştum ama sanki ilk kez okuyormuş gibi heyecanla başladım. Daha girişte ağladığımı söylemek istiyorum, gerisini siz düşünün.  Arda ile Hazal'ın tanışma sahnesi favori sahnelerim arasında çünkü milatlar benim için hep önemlidir. Sonra Hazal'ın Arda'nın yanında çalışmaya başlamasını sanki hiç okumamış gibi şaşkınlıkla okudum diyebilirim. 

   Hazal ve Arda'nın beraber çalışırken girdikleri hallerini okumak başlı başına bir zevkti. Hazal'ın saçmalamalarını , Arda'nın sinirli hallerini ve tabii Timur'un bu iki çılgına karşı davranışlarını okurken yüzümdeki gülümseme hiç eksik olmadı. Bazen kahkahalarım eşlik etti kitaba. Timur'un olduğu sahneler zaten kesin komediydi. Arda'nın görmeyen gözüne , Hazal'ın şaşkın kalbine tercümanlık ediyordu. Asıl bomba ise Arda 'nın emrivaki evlenme teklifiydi. Arda'yı sevmem için bir neden daha. Hayallerimdeki gibi bir teklif. Öyle şamataya ,gereksiz ayrıntıya gerek olmadan pat diye 'evlen benimle!' deyiverdi ya o an sanki bana demiş gibi 'evet evet ' diye kendi kendime havaya girdiğim de başka bir ayrıntı :) 

    Bazı bölümlerde Hazal'a hak da vermedim değil kız bazı kuruntularında haklıydı . Benim de karşımda Arda Mertoğlu olsa ben de gözleri açılınca şöyle olursa böyle olmazsa diye kendimi yer bitirirdim muhakkak. Çünkü adam başlı başına asalet makinası ,yakışıklılık abidesi ... yani kısacası uzayan giden bir listeye sahip nitelikte bir adam. Ama bunlardan önce Arda Mertoğlu gözlerinden önce kalbiyle seven bir aşık. Hazal buna inanmamak için dirense , Arda bunu kabul etmemek de inat etse de gerçek buydu. Keşke bunu ikisi de kabul edebilseydi .. 


   Kornea bulunma haberi geldiği bölümü okurken gözyaşlarımı tutamadım. O anki mutluluğum tarif edilemez sanki ben Hazal olmuştum .Bu andan sonrası hayal gibiydi benim için. Hele Hazal'ın sözleri içime işlemişti.
   
    "Yine de olmazsa üzülme.. Çok kafana takma!Boş ver ! Ben sana güneşin kızılıyla,sarısının raks eden rengini anlatırım.Ayın şavkı denize düşünce,yakamozların pırlanta gibi parladığını.. Kış gününde , gökten döne döne inen naif kar tanelerin birbirine benzemeyen şeklini tarif ederim... Sen yeter ki üzülme ...Ben sana bir ömür, her şeyi bıkmadan,usanmadan,kafanı şişirerek anlatırım.Gören gözün,yaslandığın elinin değdiği baston olurum...Ben senin her şeyin olurum.."

  Ama sonra ,son bölümde Arda yalvarırken tutamadım gözyaşlarımı ben de yalvardım onunla beraber 'Hazal sakın yapma ' diye ama ne derler olacakla öleceğin önüne geçilmez...




BAKSANA TALİHE



*Bir kör'ün bir sağır'a "Çok güzelsin.." demesi miydi AŞK ?*


     Baştan söylemek istiyorum bu yorumum şiddet içerebilir çünkü Didem ve Pınar ,ki hatırladıkça cinler tepeme çıkıyor , resmen sabır seviyemi sınadı.

      Açıkçası Arda gelene kadar dört döndüm. Sabırsızlıkla Arda ile tekrar karşılaşmalarını bekledim. Ve karşılaştıkları an muhteşemdi. Arda'm görüyordu ve yanındaki güzel hatunumuz Azra vardı . Tabii ki kıskançlık damarlarına yayıldı bizim kızın. Eee mübah Hazal sana az biraz. Bu andan sonra Arda'nın yaptıkları , sözleri kabul edelim biraz ağırdı ama ben asla Arda'ya kızamadım. Çünkü adam hayatının en önemli ameliyatına girdi ve çıktığında yanında olmasını istediği tek kişi yoktu , Onu terk edip gitmişti. Hazal'a bu yüzden kızgınlığım zar zor geçmişken Arda'nın yaptıklarına da hak verdim. 

   Zaten o da ne kadar kızsa da yine de kıyamadı. Yani Hazal da az değil hani resmen pencerelere tırmandı , az kalsın bir yerlerini de kıracaktı saf yavrum .:D 

    Sonraki yumuşama ve birbirlerine kavuşma bölümlerinde resmen eridim bittim kitabın başında. Aşık , seven , sevdiğini doya doya dışa vuran Arda ve Hazal'ı okumak çok keyifliydi.Onların mutluluğuyla benim vücudumda salgılanan mutluluk hormonu da artıyordu resmen.

  Ama tabiii mutlulukları kısa sürdü. Nişan günlerinde hayatları değişti. Hazal'ın havaalanında Arda'yı yolcu ediş sahnesinde böyle içimden bir şeyler koptu gitti. İnsanın sevdiği ile ilgili şeyler içine doğar ya Hazal da hissetti.

     426 ve 435. sayfaları benim hıçkıra hıçkıra ağladığım yerler oldu.. Her bir sözleri öylesine yıkıcıydı ki.Arda'nın yere çöküşü ve ağlayışı benim mahvolduğum andı. Kitabı bıraktım ve bir süre sanki Arda'nın yanındaymış gibi öylece ağladım. Yani Müjde abla bitirdi geçti beni .. Zaten Ayhan'a öyle üzüldüm ki. O Pınar'ı lime lime edip ,saçının her telini tek tek yolup , çeşitli işkencelere maruz bırakmak dert oldu bana. Bir canlı canlı önümde olacaktı , o zaman kimse alamazdı elimden.
Bir anne evladın nasıl böyle davranabilir ? Hele de ona ve sevgisine  böylesine muhtaçken .. Aklım almadı.Sinirden kudurdum okudukça...
   
      Arda'nın o halinin üzerine bir de Hazal'ın babasının tavrı ve Selin Hanım'ın sözleri tuz biber oldu ağlamama. Dedim ki Pınar da anne, öz üstelik ;Selin Hanım da anne ve öz değil. Anne olmak için önce tertemiz kocaman bir kalp gerekiyor bunu anladım. Şimdiye kadar savunduğum doğuran değil büyüten annedir düşüncemin haklılığını bir kez daha kavradım. 

      Pınar'a duyduğum sinirin üstüne bir de Hazal gitti evlenmeye kalktı yaa sinirimi ondan çıkaracaktım resmen. Arif'e de helal olsun . Hep bir abim olmasını dilemiştim. Abiliğini yaptı. Arda'nın aklını başına getirdi ve sonrası en bi sevdiğim bölümler. Pınar'ın def oluşu ve kavuşma :D
Her ne kadar Hazal işi inada bindirse de bayıldım :D Nikaha inanmayınca Arda'nın sözleri bir şarkıyı hatırlattı :D Linki yazının sonunda paylaşacağım :D

 "Artık imzalı,mühürlü,belediyeli,TC kanunlu karımsın..Kaçamazsın.İmamını da kıydım, hükümetini de .."


   Bundan sonrasını öylesine bir keyifle okudum ki.Hazal'ın tatlı nazlarını , Arda'nın Maşallah dedirten inadını okumak çok güzeldi. En sonunda Hazal'ın pes edişini kahkahayla okudum. Eeee hamilelik hormonları ve karşında Arda Mertoğlu .İyi dayandı hatun yine. Ayrıca Hazal'ın Ayhan'a karşı tutumu bambaşkaydı. Sanki kendi canıydı hatta canından öteydi. Bizim Hazal'ımıza da bu yakışırdı. ...

     Ve son olarak güzel ikizlerimiz Nazlı ve Narin.. Allah'ım özel imalat oldukları belli. Okurken ısırasım geldi. . Öyle güzellerdi ki Nazlı.. Narin ve Ayhan .. :D Tabii Arda'nın sabırsız hallerini okumak da fevkaledeydi. .. Sonunda şok oldum da tekrar ikiz geliyor olmasına. 'Helal bee Arda 'dedim itiraf ediyorum....

   Kısacası diyeceğim de o kadar konuştum kısalığı kalmadı :D Her zaman olduğu gibi biricik ablam Müjde Aklanoğlu yine kalemini konuşturmuştu. Her defasında olduğu gibi her duyguyu fazlasıyla yaşadım. Okurken keyif aldım , elimden bırakamadım .. Her kitabın tadı bambaşka. Kalemine , yüreğine sağlık ablam :D Nice nice kitaplara :D 

ŞİDDETLE TAVSİYE EDİLİR !! 


Keyif alacağınızı garanti ediyorum. Daha okumadınız mı ne duruyorsunuz :D


İyi okumalar ..

   

    NOT : Abla, KADER AŞKI YAZINCA 'yı farklı bir heyecanla bekliyorum biliyorsun. Gözlerim yollarda. 

SEVİLİYORSUN ...




"Aşk,hep yeni kalan eski bir masalmış!"


"Sen benim aydınlığımsın,kaderimsin,el değmemiş geleceğim her şeyden önce 'şansım'sın,' talihim'sin...' Baksana talihe' , Rabbim seni, bana hediye etti,sen benim en umulmaz anda hayatıma giren ferahlığımsın."




{Bahsettiğim şarkı linki : https://www.youtube.com/watch?v=GyRd3NNSqco }
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder